ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Ankara'nın "israile karşı herhangi bir saldırgan niyeti olmadığını" ve Osmanlı dönemi emellerini yeniden canlandırma konusunda hiçbir ilgisinin bulunmadığını savundu..

İşgal medyasından i24NEWS'e verdiği röportajda Barrack, Gazze Şeridi'nde faaliyet gösterecek "uluslararası istikrar gücüne Türk askerlerinin atanması olasılığına" değindi.

Barrack, Türkiye'nin bu konuda "yardımcı olabileceğine inandığını" ve "HAMAS'a karşı kabiliyetlerinin" olduğunu söyledi.

Barrack ayrıca, "Türkiye'nin israile karşı saldırgan bir politikası yok, Osmanlı İmparatorluğu'nun geri dönüşü düşündükleri en son şey." diye ekledi.

"Önerimiz, Türk güçlerinin tansiyonu düşürmeye yardımcı olabileceği yönündeydi." diye belirten Barrack, "israilin buna neden güvenmediğini anlıyorum - ama evet, bence yardımcı olabilir." diye ekledi.

İşgal rejimi ile Ankara arasında "normalleşme potansiyeli olduğunu" savunan Barrack, "Evet. Bu o kadar mantıklı ki." ifadesini kullandı.

Barrack, Türkiye'ye F-35 uçak satışı konusunda ise, "israil buna kesinlikle ve kararlılıkla karşı çıkıyor  ve bu onlar (işgal rejimi) açısından anlaşılır bir durum." dedi.

Ayrıca işgal rejimine yönelik bir mesaj veren Barrack, "Etrafınızdaki her ülkeyle savaşamaz ve saldıramazsınız. israil ile Suriye arasında bir anlaşmaya varacağımıza inanıyorum. Bu israilin çıkarına." ifadelerini kullandı.

Barrack, "Suriye, geleceğinin israil ile bir güvenlik anlaşmasına ve sınır çitine bağlı olduğunu biliyor. Onun teşviki, israile karşı saldırgan olmamaktır." diye konuştu.

Uluslararası istikrar gücü

Filistin Güvenlik Güçleri (ISF), Kasım 2025'te kabul edilen ve Gazze için aşamalı bir ateşkes planını onaylayan BM Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı kararıyla ortaya çıkmıştı. Bu güç, ateşkesin uygulanması sırasında istikrarı korumak, insani yardımın ulaştırılmasını kolaylaştırmak ve Filistin sivil yönetiminin kurulmasını desteklemekle görevli çok uluslu bir barış gücü operasyonu olarak tasarlanmıştı.

Filistin halkı, misyonun meşruiyetini sağlamak için geniş uluslararası katılımın önemine ve özellikle Gazze halkının kabulünü kazanmak amacıyla Müslüman çoğunluklu ülkelerin dahil edilmesine büyük önem veriyor. (İLKHA)