"İstihbarî kayıtlarla muameleye tabi tutulmak masumiyet karinesinin ağır ihlalidir"

İnsan Hakları Cemiyeti, bazı çiftçilerin tarımsal desteklerinin kesilmesi ve bazı işverenlerin İŞKUR personeli çalıştırması ile ilgili yaptıkları protokolün iptaline tepki göstererek, iddia ve uygulamaların incelenmesi çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Cemiyeti, bazı çiftçilerin tarımsal desteklerinin kesilmesi ve bazı işverenlerin İŞKUR personeli çalıştırması ile ilgili yaptıkları protokolün iptali konusunda ilgili kurumların haksız kararlar alarak mağduriyete sebep oldukları iddialarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, özellikle Diyarbakır'da cemiyete konu ile ilgili onlarca başvurunun yapıldığı belirtilerek bu başvuruların incelenip değerlendirildi ve bazı hususların tespit edildiği ifade edildi.
Birçoğu açık gerekçe gösterilmeden alınan kararlarla çiftçilerin tarımsal desteğinin kesildiği veya işverenlerin İŞKUR'dan elemen temini ile ilgili yaptıkları protokolün iptal edildiği bilgisine yer verilen açıklamada, yapılan başvuru ve araştırmalar neticesinde söz konusu kararların daha önce "terör örgütleriyle" ilgisi tespit edilen kişilere yönelik olarak alındığının anlaşıldığı ifade edildi.
Uygulamalardaki hukuksuzluğa dikkat çekilen açıklamada, "İdari kararların yasalara ve diğer düzenleyici hukuk normlarına dayanması esastır. Bu, idare hukukunun en temel ilkelerinden olan 'kanuni idare' ilkesinin gereğidir. Hukuki durumu ve şartları uygun bulunarak söz konusu kamusal imkanlardan yararlandırılan kişilerin gerekçe bile gösterilmeden bu imkanlardan mahrum bırakılması hukuk devletiyle bağdaşır bir durum değildir." denildi.
"Kişinin tüm haklarından ömür boyu mahrum bırakılması hukuken mümkün değildir"
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer verildi: "Tarafımıza yapılan başvurularda başvurucuların genellikle 28 Şubat süreci sonrası haksız yargılama sürecinin mağduru olmuş dindar mütedeyyin kişilikleriyle bilinen şahıslar olması ayrıca dikkat çekicidir. Silahlı eylemlerle, terörle alakası yargı kararıyla kesin hükümle tespit edilmemiş kişilerin sadece istihbari kayıtlara dayalı olarak söz konusu muameleye tabi tutulmaları masumiyet karinesinin de ağır ihlalidir. Kaldı ki bu konuda mahkumiyet kararı bile olsa hükmün ve cezanın doğuracağı sonuçlar yasalarla belirlenmiştir. Yasalarda öngörülmeyen uygulamalar hukuk dışı haksız bir durum oluşturur. Sırf bu nedenden ötürü kişinin tüm haklarından ömür boyu mahrum bırakılması hukuken mümkün değildir.
Türk Ceza Kanununda kişinin dil, ırk, milliyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasının engellenmesi "nefret ve ayrımcılık" suçu olarak düzenlendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, böylece özellikle kamusal hizmetlerden tüm vatandaşların eşit şekilde yararlanmasının güvenceye alınması istendiği ifade edildi.
Açıklamada son olarak, konuyla ilgili iddia ve uygulamaların öncelikle idari makamlar tarafından titizlikle incelenmesi ve hak ihlallerine meydan verilmeden meselenin halledilmesi çağrısında bulunuldu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Konya’da gönüllü üniversite öğrencileri tarafından kurulan Kudüs Çalışma Grubu, liseli gençlere Filistin farkındalığı kazandırmak amacıyla “Hakikate Bir Geçit” adlı ilk çalıştayını düzenledi.
Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinde bir inşaat alanında iki grup arasında çıkan kavgada 1 kişi yaralandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamındaki görev süresini 2 yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü’ne yaklaşırken bir "Yeşil Vatan Seferberliği" başlatacaklarını duyurdu.