Gaffar Okkan'ın işkenceci yönü yine gündemde

Diyarbakır'da 24 Ocak 2001'de öldürülen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın, gözaltındaki İslami şahsiyetlere işkence yapılması talimatları verdiğine dair ifadelerin benzeri ortaya çıktı.
Okkan'ın 1981 yılında, İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görevliyken Ülkücü Bülent Kara'ya da işkence yaptığı iddia edildi.
Ülkücülere yakınlığıyla bilinen bir sosyal medya hesabında yapılan paylaşımda, Kara'ya yapılan işkence sonucu verilen rapor yayımlandı.
Bülent Kara'nın aldığı işkence raporu üzerine yetkili makamlara şikayetçi olduğu halde, Gaffar Okkan'ın 12 Mart Cuntacıları tarafından korunduğu iddia edildi.
12 Eylül 1980 döneminde görülen MHP ana davasının 402 numaralı sanığı Bülent Kara, yeniden yargılanma talebini ve kendisine işkence yaptığını öne sürdüğü polislerin işkenceden yargılanmasını talep ettiği dilekçeleri İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na vermişti. Daha sonra, ülkücü bir grup arkadaşı ile İzmir Adliyesi önünde gazetecilere çıplak ayakla açıklama yapan Kara, gözaltında gördüğü işkenceler sonucu ayak parmaklarının kırıldığını söylemişti.
MHP ana davasında 18 yıl hapis cezası alan ve 9 yıl 7 ay cezaevinde yatan Kara, karakollarda yoğun işkence gördüğünü söylemişti.
Bilinenlerin Dışında Bir Gaffar Okkan
İşkence iddiaları yeni değil
Okkan'ın bunun yanı sıra İslami şahsiyetlere de işkence yaptığı veya işkence yapılması talimatı verdiği geçmiş yıllarda da basına yansımıştı.
HÜDA PAR Genel Başkan Danışmanı Bahattin Temel, 2016 yılında sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, Gaffar Okkan hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.
“Okkan döneminde Mü’minelerin iffetlerine dokunuldu”
Okkan'ın görev yaptığı yıllarda yaşanan hak ihlallerinin büyük bir zulme dönüştüğünü belirten Temel, o dönem yaşanan acı ve mağduriyetleri şöyle ifade etti: "Gaffar Okkan döneminde hukuki sınırlara aldırış edilmeksizin gözaltına alınan mümin şahsiyetlere aylarca işkence edildi. Gözaltına alınan bazı Müslüman şahsiyetler, işkence ile şehid edildi. Birçok masum sırf inancını yaşamak istediği için yargısız infaz edildi. Gözaltında birçok Mü'min ve Mü'minelerin iffetlerine dokunuldu. Gaffar Okkan döneminde bir ilk olarak Mü'mine bacılar gözaltına alındı ve vahşi işkencelerden geçirildi." demişti.
Gaffar Okkan’ın Diyarbakır'da görevde olduğu dönemde İslami çalışmalarından dolayı gözaltına alınan Leyla Çiçek, yine 2016 yılında İLKHA'ya yaptığı açıklamada, vahşi işkencelere tabi tutulduğunu anlatmıştı.
"İşkenceler Gaffar Okkan'ın talimatıyla yapılıyordu"
2000 yılının Ekim ayında misafir olduğu bir eve yapılan baskın sonucu gözaltına alındığını ve 28 gün gözaltında çeşitli işkencelere maruz kaldığını söyleyen Leyla Çiçek, kendisine iffetine dokunma tehdidiyle imzalatılan belgeler ile cezalandırıldığını belirtti.
Çok büyük hukuksuzlukla karşılaştığını belirten Çiçek, "Haksız yere beni gözaltında tuttular. Bana yapılanlardan emniyet müdürünün (Gaffar Okkan) haberdar olmadığını düşünmüyorum. Bana işkence yapan polislerin birbirlerine seslenerek ‘Çabuk ol, gel namaza gidelim' dediklerine şahit oldum. Yani bana bu işkenceleri yapan polisler namaz kılan polislerdi." diye konuşmuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Meclis’te yaptığı konuşmada, İran’a yönelik saldırıları kınayarak İran ve Lübnan’da yaşanan gelişmelerin tüm bölge ülkeleri için uyarı niteliği taşıdığını belirtti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının işgalci rejimin saldırganlığıyla başlayan ve derinleşen, İran’la çatışmalı sürece karşı karar konusunda tezkeresi kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), “Bakanlık koruması altındaki 5 çocuk intihara kalkıştı” haberi doğru değildir; aksi yönde sosyal medyaya yansıyan evrak; adli bir kanaati değil, adli bir süreci ifade etmektedir." dedi.