El emeği sobacılık mesleğini çeyrek asırdır devam ettiriyor

Mardin'in Midyat ilçesinde çeyrek asırdır sobacılık mesleğini devam ettiren Usta Abdülkadir Arbağ, kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin kültürel miras olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Mardin'in Midyat ilçesinde babasından devraldığı sobacılık mesleğini çeyrek asırdır devam ettiren Usta Abdülkadir Arbağ, kaybolmaya yüz tutmuş mesleğini şehre has sobalar üreterek ayakta tutmaya çalışıyor.
Birçok mesleğin kaybolmaya başladığını ve şehirlerinde kendisi dışında sadece bir soba imalat ustasının bulunduğunu belirten Arbağ, mesleklerinin kültürel miras olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Son zamanlarda insanların emek sarf etmeden şans oyunları gibi şeylere tevessül etmelerinin gayri İslami olduğunu kaydeden Arbağ, "Kişinin el emeği ve alın teri ile kazandığından daha iyi bir nimet yoktur" hadisini kendisine düstur edindiğini söyledi.
"Kişinin el emeği ve alın teri ile kazandığından daha iyi bir nimet yoktur"
Arbağ,"Yaklaşık çeyrek asırdır baba mesleği olarak bu mesleği devam ettiriyorum. Peygamber Efendimizin, 'Kişinin el emeği ve alın teri ile kazandığından daha iyi bir nimet yoktur' düsturuyla mesleğimize devam ettik. Hele hele özellikle bu zamanda insanların kestirmeden köşeyi dönmeye çalışmaları, şans oyunları veya toto loto gibi şeylere başvurmaları gerçekten İslami olarak çok yanlış hareketlerdir. İşte bizim asıl düşüncemiz de alın teriyle, emeğimizle kazanmak istememizdir. Elhamdülillah idaremiz oluyor. Yani dünyanın hepsini kazansak da az da kazansak bize kalacak olan önümüzden gönderdiklerimizdir. Ondan dolayı herkesin el emeğine saygı göstermelerini ve emeğe sahip çıkmalarını tavsiye ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Çeyrek asırdır sobacılık mesleğini devam ettiriyoruz"
Midyat'ta sobacılık mesleğinin yanı sıra birçok mesleğin kaybolmaya yüz tuttuğunu, çeyrek asırdır bu mesleği devam ettirmeye çalıştığını belirten Arbağ, "Sobacılık mesleğimiz baba yadigârıdır. Biz de onun emeğini devam ettiriyoruz. Yaklaşık çeyrek asırdır çalışıyoruz. Tabii ki biz küçükken Midyat'ta yaklaşık 30 Sobacı vardı. Ayrıca gümüşçüler çoktu, kalaycılık, el yapımı yapan ayakkabıcılar vardı. Çalışma alanı olarak eskiden Midyat güçlü bir konumdaydı. Yalnız eski meslekler kaybolmaya yüz tutmuştur. Şu an sadece iki tane Sobacı bulunuyor." dedi.
"Sobacılık emek ve sabır isteyen bir meslektir"
Sobacılığın emek ve sabır isteyen bir meslek olduğunu söyleyen Arbağ, "Önce ham madde olarak sac alıyoruz. Onun dışında bazı işlemler pres makinesi, silindir, punta ve kordon makineleriyle yapılıyor. Ancak işin içinde el emeği daha fazladır. Alın terinin döküldüğü bir meslektir. Elhamdülillah mesleğimizden memnunuz. Sobalarımızı yazın hazırlamaya başlıyoruz. Kışın hazırlayamayız. Zaman isteyen bir meslektir, bir iki günde olacak iş değildir. Yani her bir parça neredeyse 5-6 işlemden geçiyor. O yüzden zaman alıyor. Bundan dolayı kış mevsiminden çıktıktan hemen sonra tekrar soba yapımına başlıyoruz, diğer kış mevsimine kadar hazırlığımızı ancak bitirebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Sobacılık mesleğinin kültürel miras olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Arbağ, son olarak şunları söyledi: "Odun sobamızın elips şeklinde olması nedeniyle odunlar rahat bir şekilde konulabiliyor ve daha güzel yanabiliyor. Midyat'ın tarihi bir kent olması hasebiyle nasıl Midyat gümüşü tanıtılıyorsa Midyat'a has odun sobalarımızın da tanıtılması lazımdır." (Süleyman Tunç-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
"Mahreç işareti" türünde, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 2009 tarihinde tescillenen Mardin kaburga dolması, özel gün ve misafirlere karşı yapılan ağır bir yemektir. İşletme sahibi Mahmut Ahi, kaburga dolmasının yapılış serüvenini aktardı.
Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.