Burs artışı duyurusunun ardından yapılan açıklamalar, üniversite öğrencilerinin karşı karşıya kaldığı ekonomik zorlukları gözler önüne serdi. Öğrenciler, burs artışının enflasyon karşısında alım gücünü iyileştirebilmesi için çok daha fazla artırılması gerektiğini savunuyor.
Özellikle barınma, ulaşım ve gıda masraflarının sürekli artış gösterdiği günümüzde, bursların öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye ulaşmasının gerektiği ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılında üniversite öğrencilerine verilecek burs miktarının ocak ayı itibarıyla 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacağını duyurdu. Ancak Diyarbakır'daki üniversite öğrencileri, açıklanan burs artışının yaşam maliyetlerine ve ekonomik zorluklara karşı yeterli olmadığını belirterek, burs miktarının daha da artırılması gerektiğini ifade etti.
Dicle Üniversitesi İlahiyat 3. Sınıf öğrencisi Ubeyde Küçük, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, şu anda 2 bin lira kredili burs aldığını ve ocak ayında bu rakamın 3 bin liraya çıkacağını ancak bunun yeterli olup olmadığı konusunda şüpheleri olduğunu söyledi.
"Türkiye ekonomisi belli zaten zamlarla beraber zam üstüne zam geldi"
Burs ücretinin yetersiz olduğunu dile Küçük, "Zamdan daha ziyade burs 5 bin lira da olsa, 10 bin lira da olsa ve 20 bin lira da olsa bu fark etmiyor. Zaten zamla beraber çöktü. Türkiye ekonomisi belli zaten zamlarla beraber zam üstüne zam geldi. Burslar 3 bin liraya çıksa da yemek kartlarına da bir zam geldi. Aynı şekilde önümüzdeki ayda 3 bin olacak bursla beraber belediye kartlarına da zam gelecek. Ben Adıyaman'dan okumaya gelmişim. Halid Bin Velid Öğrenci Yurdunda kalıyorum. Öğrenci burslarına gelen zamlar öğrenciye yeterli değil. Belediye kartına, yemek kartına yapılan zamlar belli bir zaman sabit tutulursa aslında zamma gerek kalmadan burs bütün öğrencilere yeter ama şu anda bursa yapılan zammın yeterli olduğunu zannetmiyorum. Burs parasının artırılacağına yapılan zamlar indirilirse problemin çözüleceğini düşünüyorum." dedi.
"Aile desteği veya farklı bir yerde destek almayan bir öğrencinin 3 bin lirayla yetinmesi gayet güç bir şeydir"
Üniversite öğrencilerinden Hüseyin Oğuz da burs artışını değerlendirdi.
Türkiye'deki ekonomik zorluklara değinen Oğuz, "Öğrenci burslarına zam yapılması gerekiyordu ama yapılan zammın miktarının az olduğunu düşünüyoruz. Yerleşim ve ulaşımı ele aldığımızda 3 bin lira ihtiyaçları karşılamıyor. Maalesef yetersiz olabiliyor. Daha yüksek yapılabilir miydi? Tabi ki de yapılabilirdi. Öğrenciler olarak bu durumdan mağduruz maalesef. 3 bin lira neye yetiyor. Yurt ücretleri ortadadır, telefon faturası, internet, ulaşım bunların toplamı maalesef verilen bursları aşabiliyor. Aile desteği veya farklı bir yerde destek almayan bir öğrencinin 3 bin lirayla yetinmesi gayet güç bir şeydir. Bu durum maalesef öğrencileri mağdur edebiliyor. Burslar daha yüksek verilseydi öğrenciler için daha iyi olurdu. Diğer bir sıkıntı ise bu burslara yıllık zam (ocak ayından ocak ayına) yapılıyor. Yurtlara getirilen zam dönemlik yapılıyor. Üç ay zammını bursum zam almadan verdim. Bu durum ister istemez bizi zora soktu. Bu durumdan da mustaribiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen “I. Tasarruf ve İsraf Sempozyumu” nda, israfın önlenmesi ve tasarruf bilincinin artırılması her yönüyle ele alındı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, lükse düşkünlüğün israfın en önemli sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekti.
HÜDA PAR Sözcüsü Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Diyarbakır'da öldürüldükten 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ikinci duruşmasına katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah 2025 yılı, bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabır, biraz daha gayretle çok daha güzel neticeler göreceğiz." dedi.
HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, "Aile konusunda artık sosyal dokumuza uygun milli politikalar üretilmeli, Batı tipi ‘toplumsal cinsiyet’ odaklı politikalardan vazgeçilmelidir. Evlilik ve çocuk sahibi olmak teşvik edilmeli, sarsılan ailelerin dağılmaması için ciddi tedbirler alınmalıdır." çağrısında bulundu.