Prof. Dr. Süleyman İrvan, yaşanan depremlerde, sosyal medyanın ilk kez bu kadar kapsamlı biçimde kullanılmaya başlandığına dikkat çekerek, depremde sosyal medya kullanım rehberinin hazırlanması gerektiğini belirtti.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yaşananlar, yeni iletişim teknolojilerinin özelikle afet durumlarında kullanılmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Enkaz altında kalanların sosyal medya üzerinden yardım çağrısında bulunmasına işaret eden uzmanlar, yeni teknolojilerin doğru kullanımının da önemini vurguluyor.
Toplumun hızlı ve sağlıklı bilgilendirilmesinin önemine dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, depremde sosyal medya kullanım rehberinin hazırlanması gerektiğini dile getirdi.
"Bu durumlar için sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiği konusunda insanların eğitilmesi lazım"
Yaşanan deprem felaketi nedeniyle yaralananlara acil şifalar ve hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen İrvan, "Süreçte özelikle medyanın kullanımı ve sosyal medyanın tabii kullanımı da çok önemli. Sosyal medya ilk kez belki bu kadar kapsamlı biçimde kullanılmaya başladı. Daha önceki krizlerde de aslında sosyal medya etkili olarak kullanılmıştı. Burada da etkili olarak kullanıldığını görüyoruz. Tabii burada iyi amaçlı kullanımlar da çok yaygın ama kötü amaçlı kullanımlar da var. Burada biraz yurttaşları uyarmak gerekiyor; bazen insanlar farkında olmadan yanlış bilgileri paylaşabiliyorlar, kasıtlı olmayabiliyor bu ama kasıtlı biçimde işte toplumun acılarıyla dalga geçmek isteyen insanlar da çıkıyor maalesef. Bunları, nasıl tanımlamak lazım, bilmiyorum. Belki sosyal medya psikopat şeklinde tanımlamak gerekiyor, acılardan haz alan insanlar var maalesef. Bu durumlar için aslında sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiği konusunda insanların eğitilmesi lazım. Bizim en çok üzerinde durduğumuz medya okuryazarlığı konusu var biliyorsunuz. Tabii ki medya okuryazarlığı aslında medyanın sorumlu biçimde nasıl kullanılabileceğini anlatan bir kavramdır, bu konuda işte özelikle okullarımıza eğitim verilmesi lazım, çocuklarımızı eğitilmesi lazım ve sürekli olarak toplumun bilgilendirmesi lazım." dedi.
"Medyanın dikkatli biçimde haber yapması lazım"
Yaşanan süreçte medyanın önemli bir rol üstlendiğine dikkat çeken İrvan, "Geleneksel medya dediğimiz televizyonlar sahada gerçekten çok zor bir görev yapıyorlar, onları da kabul etmek lazım. Gayet sorumlu biçimde haber yapmaya çalışıyorlar. Zaman zaman hata yaptıkları da oluyor. Dolayısıyla onların da dikkatli biçimde haber yapması lazım. Özellikle, ceset görüntülerini yayınlamamaları veya insanlar çok panik halinde oldukları ve işte travma yaşadıkları için onlara mikrofon uzatırken dikkatli olmak lazım." uyarılarında bulundu.
Sosyal medya kullanıcılarının da yapması gerekenler hakkında konuşan İrvan," Şimdi herkesin elinde cep telefonu var. Dolayısıyla insanlar da hem yardım çağrılarında bulunuyorlar hem de çevresinde olup biteni kendi sosyal medya platformlarından aktarmaya çalışıyorlar. Bunu aktarırken aslında aynı şekilde dikkatli olmaları lazım sonuçta bu görüntüler herkese yayılıyor yani dünyaya yayılıyor." şeklinde konuştu.
"Devletin hızlı biçimde bilgi akışını sağlaması ve yardım çalışmalarını hızlandırması gerekiyor"
Bilginin çok önemli olduğunu dolayısıyla yetkililerin çok hızlı olması gerektiğini dile getiren İrvan, "Bu süreçte insanlar ne olup bitiyor bir an önce öğrenmeye çalışıyorlar. Mesela yakınları varsa onlara ulaşmaya çalışıyorlar, ulaşamıyorlar. Dolayısıyla burada da devletin hızlı biçimde bilgi akışını sağlaması ve yardım çalışmalarını hızlandırması gerekiyor. Deprem başka felaketlere benzemiyor, ilk işte 48 saatte ne kadar can kurtarabilirsiniz o kadar kurtuluyorsunuz yani 48 saat geçtikten sonra insanların yaşama şansı azalıyor ve insanların soğuk havalarda soğuktan donma riskleri de var. Dolayısıyla çok hızlı biçimde hareket edilmesi gerekiyor. Şu anda orada olan biteni tam bilmediğimiz için nasıl olduğunu bilmiyoruz ama çoğu bölgede henüz işte yardım ekiplerinin henüz ulaşmadığı söyleniyor. Hatta depremden etkilenen köyler var, onlarla ilgili doğru dürüst bilgimiz yok. Hızlı biçimde ulaşılması ve insanlara yardım edilmesi lazım ama bu çok büyük felaket bunu da kabul etmemiz lazım." şeklinde konuştu.
"Güvenilir kaynaklardan gelmeyen bilgilere itimat etmemek lazım"
Hem medya kuruluşlarının hem meslek örgütlerinin hem de sosyal medya kullanıcılarının sosyal medya kullanımı için bir rehber hazırlanması gerektiğini savunan İrvan, "İnsanlar mesela ne yapması gerektiği konusunda çok da bilgi sahibi değiller. Sosyal medyayı hepimiz kullanıyoruz ama bu tür olağan dışı durumlarda nasıl kullanmayız, nasıl daha dikkatli kullanmayız? Çünkü yaptığımız her paylaşım aslında başkalarını etkiliyor. Dolayısıyla burada bir rehber olması lazım yani insanlar ne tür görüntüleri paylaşırlarsa problem olur, ne tür görüntüleri paylaşırlarsa daha iyi olur bunu bilmemiz lazım. İkincisi kimlere güvenmeliyiz? Sosyal medyada gördüğümüz her şey doğru olmayabiliyor, güvenilir kaynaklardan gelmeyen bilgilere itimat etmemek lazım ama çoğu kez insanlar gördükleri bilgileri doğru zannedip paylaşabiliyorlar veyahut da kasıtlı olarak aslında bunu yapabiliyorlar. Bunları da engellememiz, bunlarla da mücadele etmeniz lazım. Dolayısıyla burada bir rehbere ihtiyacımız var diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Her yıl insan hakları raporları yayımlayan, Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutlayan, hak ve özgürlüklerden dem vuran ABD ve AB gibi Batılı uluslar, söz konusu Filistin, Lübnan ve Gazze'de katledilen en az 20 bin çocuk olunca utanç verici bir sessizliğe bürünüyor.
Filistin toprakları üzerinde siyonist rejimin kurulmasına, işgal ve katliamlara yol açan “Balfour Deklarasyonu”nun üzerinden tam 107 yıl geçti.
20 yıldan fazla bir süre ile Afganistan'ı işgal altında tutarak halkını sefalete mahkûm eden barbar Batı, hezimetini kamufle etmek için, Afganistan halkının yüzde 80'inin yoksulluk sınırının altında olduğu yaygarasını kopararak propaganda malzemesi olarak kullanıyor.
Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra Sırpların Boşnaklara karşı başlatmış olduğu soykırıma karşı direnen ve nihayetinde mücadelesini zaferle taçlandıran Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, vefatının 21'inci yılında rahmetle anılıyor.