Uzmanlar uyarıyor: Çocuklar felaketlerden en çok ruhsal olarak etkileniyor

Deprem, savaş ve yangın gibi travmatik olayların, çocukların psikolojisi üzerinde derin etkiler bıraktığına dikkat çeken Psikolojik Danışman Ebrar Acar, bu tür felaketlerin ardından çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat tanınması gerektiğini söyledi.
Son dönemde yaşanan savaşlar, depremler, büyük yangınlar ve diğer doğal felaketlerin çocukların ruh sağlığını derinden etkileyebildiğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle çocukların dünyasında güven duygusunun zedelendiğini belirtiyor. Travmatik olaylara tanıklık eden çocuklarda korku, endişe, kaygı ve davranış değişiklikleri sıklıkla görülebiliyor.
İLKHA muhabirine konuşan Psikolojik Danışman Ebrar Acar, çocukların dünyayı güvenli bir yer olarak algıladığını ifade ederek, bu algının savaş, deprem ve yangın gibi olaylarla sarsıldığını vurguladı.
Acar, çocukların yanında sürekli karamsar senaryolar konuşmanın ya da onları medyadaki olumsuz içeriklere maruz bırakmanın ikincil travmaya neden olabileceğini de belirtti.
"Çocukların yanında çok fazla karamsar senaryolar konuşmak, ikincil travmaya sebep olabilir"
Çocuklar, dünyayı güvenli bir yer olarak algıladığını vurgulayan Acar, "Ancak savaşlar, depremler ve yangınlar gibi büyük travmatik olaylar, onların bu güven duygusunu sarsar. Bu nedenle; kaygı, korku, uyku problemleri veya davranış değişiklikleri gibi tepkilerle kendini gösterir. Çocukların yanında çok fazla karamsar senaryolar konuşmak, medyadaki olumsuzluklara maruz bırakmak; çocuklar üzerinde ikincil travmaya sebep olabilir. Özellikle kaygıya daha yatkın olan çocuklar, daha yoğun tepkiler gösterebilirler. Doğa olaylarını çocuklardan saklayalım, onlara anlatmayalım anlamına gelmesin." dedi.
"Olumsuzluklar karşısında neler yapılabileceği üzerine konuşmak çocuğun endişesini azaltarak, çözüm odaklı düşünmesini destekler"
Çocuklara, gerçekleri inkâr edilmeden, yaş düzeyine uygun, kısa ve net açıklamalar yapılması önemli olduğunu aktaran Acar, " Ebeveynler açıklama yaparken sakin ve güven verici olmalıdır. 'Ülkemizde ve dünyada bazı yerlerde bazı üzücü olaylar oluyor; ama biz güvendeyiz, birlikteyiz ve her şeyle başa çıkabiliriz.' gibi cümleler çok daha destekleyici olabilir. Olumsuzluklar karşısında neler yapılabileceği üzerine konuşmak da çocuğun endişesini azaltarak, çözüm odaklı düşünmesini destekler. 'Ben de ormanların yanmasına senin kadar çok üzülüyorum. Ağaçlar yaşamımız için önemli. Haftaya fidan dikmeye gitmek ister misiniz? Yeni ağaçların büyümesine biz de yardımcı olalım.' gibi destekleyici cümleler kurabilirsiniz." diye belirtti.
"Çocuklar yaşadıklarını kelimelere dökmeyebilir, beden dilli ve davranışlarıyla yardım çağrısında bulunurlar"
Çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat vermek çok önemli olduğunu ifade eden Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oyun, resim, hikâye anlatma gibi yöntemlerle kendilerini dışa vurmalarına destek olabilirsiniz. Eğer çocuğunuzda uzun süren kaygı, travmatik olayları tekrar tekrar anlatma, uyku ve yeme bozuklukları, içine kapanma, aşırı hareketlilik, alt ıslatma belirtileri varsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı. Çocuklar yaşadıklarını kelimelere dökmeyebilir. Beden dilleriyle ya da davranışlarıyla yardım çağrısında bulunurlar." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Osman Teyfur, günümüzde artan psikolojik sorunlara karşı İslam'ın sunduğu manevi çözümleri anlatarak, "Sabır, tevekkül ve iman; modern psikolojinin eksik bıraktığı ruhsal boşluğu doldurur." dedi.
Turgut Özal Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve İşyeri Hekimi Prof. Dr. Reşit Sevimli, deprem sonrası artan inşaat faaliyetleriyle birlikte iş kazalarının da çoğaldığına dikkat çekerek, eğitim eksikliği, ihmal ve yetersiz ekipman kullanımının ölüm ve kalıcı sakatlık gibi ciddi sonuçlara yol açtığını söyledi.
Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla Ankara’daki ABD Büyükelçiliği önünde başlatılan Gazze nöbeti, 50. gününde de kararlılıkla devam ediyor.
Küresel Sumud Filosu'nun 2007’den bu yana süren işgal rejiminin ablukasını aşarak Filistin’e ulaşmasının tarihi bir başarı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, “Bu zaferi karalamaya çalışan çevreler, siyonist lobilerin yürüttüğü algı operasyonlarının birer parçasıdır. Sumud Filosu, hem denizde hem de zihinlerdeki ablukayı kırmıştır.” dedi.