Yok olmaya yüz tutmuş meslek: Semercilik

Bir zamanların gözde mesleklerinden biri olarak kabul edilen, şimdilerde ise yok olmaya yüz tutmuş semercilik, Diyarbakır merkezde sadece bir usta tarafından devam ettiriliyor.
Eskiden daha çok yük taşımacılığında kullanılan eşek ve katırların yerini traktör, sepetli motosiklet ve pikap gibi araçların almasıyla semercilik mesleği yok olmaya yüz tuttu. Eşek ve katırların sırtına takılan semerler artık geçmiş zamanlardaki gibi fazla üretilmiyor.
Diyarbakır'da çeyrek asırdır semer üretimi yapan Fesih Sürmeli (47), bu mesleğin son dönemlerini yaşadığını ve gelecekte semerciliğin unutulacağını söyledi.
önceleri günde 30 semer sattığını ancak şimdilerde ise yılda 30 semer satabildiğini belirten Sürmeli, "Bu iş eskiye oranla yüzde 99 ölmüş. Eskiden burada bu mesleği yapan 10-15 dükkân vardı. Şu anda ben tek kalmışım. Gün vardı 30 tane semer satıyordum. Şimdi ise yılda ancak 30 semer satabiliyorum. Sabahları işime geldiğimde iş yerimin önünde köylüler vardı. Şimdi ise arabaların dağlara kadar gitmesi nedeniyle kimse at ve eşek ile ulaşım sağlamıyor." dedi.
"İlerleme olmadığı için bu işin fabrikasyonu geliştirilmedi"
8 kişilik ailesini, ürettiği semerleri satarak geçindirmeye çalıştığını dile getiren Sürmeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu işi amcalarım yapıyordu. Amcamdan sonra bir Ermeni'nin yanında 2-3 yıl çırak olarak çalıştım. Diyarbakır'da bu işi yapan sadece benim. Dicle ilçesi tarafında da bir iki tane semerci ustası var. Eskiden bir kazada 30 tane vardı. Şimdi oralarda da bir tane var. Bu işin fabrikasyonu yok. Bu işte ilerleme olmadığından dolayı fabrikasyonu geliştirilmedi. önceden bir semer alan köylü atı, eşeği ulaşım ve taşımacılıkta çok kullandığı için yeni semer alırdı. Şimdi ise bir semeri alan kişi 10 yıl semeri yenilemiyor çünkü odun ve yük yok. Artık motorlu araçlar kullanılıyor."
"Bazen 45 gün satış yapamıyorum"
Semerin kamış ve keçeden yapıldığını ifade eden Sürmeli, eski kazancını elde edemediğine değinerek, "Kamışı Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinden, keçeyi ise Şanlıurfa'dan getiriyoruz. Bir eşek semerinin maliyeti 100 liradır ve biz bunu 130 ile 150 lira arası satıyoruz. O da haftada bir ya da iki haftada bir satıyoruz. Bazen de 45 gün hiç satış yapamıyorum. At semerini de 250-350 liraya satıyoruz. At semerinde kullandığım malzeme daha pahalı." ifadelerini kullandı.
"Başka imkânım olsa bu mesleği bırakırım"
Eskiden Şanlıurfa, Siverek, Gaziantep ve Nizip'ten semer getirip Diyarbakır'da sattığını belirten Sürmeli, şimdi ise arabaya yüklediği semerleri köy köy gezerek satmaya çalıştığını söyledi. Sürmeli, "Başka bir imkânım olsa bu mesleği bırakırım. Bu sanat ölmüş. Yazın tek tük iş oluyor. Bu meslek bizden sonra kaybolur. Eğer devlet tarafından destek verilirse bu meslek devam eder. Gerekirse 2-3 eleman da çalıştırırız. Burada oturuyorum, herkes 'Akşama kadar oturuyor.' diyor. Burada oturma hastalıktır. Bu, dünyanın en zor mesleğidir. Akşam eve gittiğim zaman kollarım ağrıyor. Ayrıca bu işin tozu çok ve zararlı. Geçen sene bu işi yapan bir arkadaşım kanserden vefat etti." şeklinde konuştu. (M. Hüseyin Temel/M. Sıddık Bilge-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tahinin, çinko gibi mineraller açısından zengin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Muhsin Konuk, aç karnına tahin yemenin metabolizmayı hızlandırabildiğini de söyledi.
Gaziantep Şahinbey Zabıta ekipleri tarafından daha önce uyarıldığı halde hilyen kurallarına uymadığı gerekçesiyle kapatılan fırının ruhsatı iptal edildi.
Çocuk Gelişimi ve Aile Danışmanı Dilan Aslan, dijital çağda çocukların ekran bağımlılığı, sosyal yalıtılmışlık ve aile içi iletişim eksikliği gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, ebeveynlere önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Beyin tümörlerinde erken teşhis ve doğru tedavinin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Abdurrahman Çetin; baş ağrısı, görme bulanıklığı ve konuşma bozukluğu gibi belirtilerin ciddiye alınması gerektiğini ifade etti.