Adana'da düzenlenen Çukurova Kitap Fuarında hem fuar alanını hemde kitaba dair bir çok noktayı değerlendiren Araştırmacı-Yazar Yakup Küçükdal, "Kitap insana doğru yürümeyi istikamet üzere kalmayı öğretir" açıklamalarında bulundu.

Adana'da düzenlenen Çukurova Kitap Fuarı, 19 Ocak 2025 tarihine kadar Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde ziyaretçilerine kapılarını açık tutacak.

Bu yıl 17.'si düzenlenen fuarda, sivil toplum kuruluşları, 269 yayınevi, 500'e yakın şair ve yazar, panel, söyleşi, atölye çalışmaları ve imza günleri gibi etkinliklerle okurlarıyla buluşuyor.

Çukurova Kitap Fuarı, bölgenin kültürel mirasını ve edebi değerlerini vurgulayan bir etkinlik olarak kitapseverlerin yeni eserler keşfetmesine ve yazarlarla doğrudan etkileşimde bulunmasına olanak tanımaktadır.

Bu kapsamda Fuar'da yerini alan Araştırmacı-Yazar Yakup Küçükdal, kitaba ve fuara dair İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Küçükdal, kitabın; insana doğru yürümeyi istikamet üzere kalmayı öğrettiğini ifade etti.

"Fuarlar kitapların teneffüs edildiği güzel alanlardır"

Kitap fuarlarının insanların kitaba iltica ettiği ve kitapla bir arada olarak kitapların teneffüs edildiği alanlar olduğunu dile getiren Araştırmacı-Yazar Yakup Küçükdal, "Kitap fuarları insanların kitaba iltica ettiği ve kitapla haşır neşir olduğu, kitapların teneffüs edildiği güzel alanlardır. Bu anlamda bu fuar da her yıl düzenli olarak yapılıyor. Kendimin ve çevremdekilerin de yönlendirerek katıldığı ve yoğun katılımla geçen fuar oluyor. Bugün de yine yoğun bir katılım var. Özellikle okulların son haftası olması dolayısıyla okullar öğrencilerini yönlendirmişler ve öğrenciler standlarda yayınevlerinde yoğun bir şekilde görünüyor. İzleyebildiğim kadarıyla öğrenciler ve yetişkinler de bu anlamda hem geziyorlar hem de bu önemli mekânın havasını teneffüs ediyorlar. Gençlerimiz ve insanımız okuyor. Bazı istatistiksel veriler yayınlanıp okunma oranının düşük olduğu yönünde gösterebilir ama benim gördüğüm genel itibariyle kitabın okunduğu ve hayatımızda önemli bir yer tuttuğu gerçeğidir." açıklamalarına yer verdi.

"Fuarın ana omurgası ve çoğunluğunu kitap yayınevleri oluşturuyor"

Küçükdal, fuarın genel görünümünü değerlendirerek, "Fuarın sadece arka kısmında deneme kitapları ile ilgili yayınevleri veyahut standlar var. Fuarın ana omurgası ve çoğunluğunu kitap yayınevleri oluşturuyor. Bu da haliyle kitabın daha fazla rağbet gördüğü ve ön planda olduğunu bizim için gösterir. Bununla birlikte sınava yönelik yayınevleri de stand açtığı bir hakikat." dedi.

"Nitelikli eserler rağbet görmüyor"

Fuar katılımcılarının tercih ettiği kitap türlerine de değinen Küçükdal, "Şu an yoğun olarak gençlerin yöneldiği alan popüler edebiyat ve kültür diyeceğimiz eserler oluşturmakta. Bu bir yanıyla okumanın devam etmesi açısından iyi fakat derinlikli ilim yahut vukufiyet sahibi olma açısından biraz nakıs bir durum oluşturuyor. Artık nitelikli eserler rağbet görmüyor. Bunun yerine daha çok polisiye dediğimiz veya distopya ütopya örneği olacak eserler daha çok gençler tarafından tercih ediliyor." şeklinde konuştu.

"Rastgele okuma yapmaktansa bir bilenin eşliğinde okuma yapmak gereklidir"

Kitap okurken ve tercih ederken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında konuşan Küçükdal, şu açıklamalarda bulundu:

İhsan Fazlıoğlu, 'Abur cubur yemek nasıl mide gazı oluşturuyorsa abur cubur okuduğumuzda da beyin gazı yahut düşünce gazı oluşturur' demişti. Ben de o kanaatteyim. Rastgele okuma yapmaktansa bir bilenin eşliğinde okuma yapmak ve o silsileye bağlı kalarak okumak düşünce dünyamızın daha düzenli ve sistemli ilerlemesi için gereklidir. Genç dimâglar eğer böyle yapmazlarsa rahatsızlık içerisinde kalacaklardır."

"Kitap insana doğru yürümeyi istikamet üzere kalmayı öğretir"

Kitabın insan hayatında baş aktör olduğu gerçeğini vurgulayan Küçükdal, "Kitap bizim için baş aktördür. İşin başında kitaba inanan insanlarız. Bu anlamda kitap gerek hayatımıza gerek kalbimize gerekse bütün bünyemize iyi gelecek bir şeydir. Kitabı bunun için gündemimize almamız gerekmektedir. Gönlümüze İnşirah olması için onu tekrardan dünyamıza davet etmemiz gerekir. Bir örnekle bitireyim Suna Akın'ın ifade ettiği bir şeydi, eski Yeşilçam filmlerinde Modernizm'in 3 ana örneği vardı. Bunlardan birisi de filmde genç bir kızın yürüme eğitiminde başına bir kitap yerleştirilir ve doğru yürüyebilmesi öğretilirdi. Bu kesitten Akın'ın şu çıkarımı vardı 'Kitap insana doğru düzgün yürümeyi öğretir.' Ben de aynısını söyleyeyim kitap insana doğru yürümeyi istikamet üzere kalmayı öğretir." diye konuştu. (İLKHA)