Emekli Albay Çelenk: 28 Şubat, dindarlığın teröristten daha tehlikeli olduğunu bu topluma dayatmaktı

28 Şubatta dindarlığın teröristten daha tehlikeli olduğu algısının toplum dayatıldığını belirten 28 Şubat mağduru Emekli Albay Arif Çelenk, yaşadığı baskıları ve dini inancı nedeniyle gördüğü zulümleri anlatarak, 28 Şubat'ın FETÖ ve cuntacıların ortak operasyonu olduğunu ifade etti.
Askeri vesayetin öncülüğünde yargı, bürokrasi, medya ve sermaye bileşenlerinin kirli ittifakıyla İslam'ı ve onun yaşamdaki pratiklerini hedef alan 28 Şubat süreci, Türkiye tarihinde kara bir leke olarak duruyor.
Halkın alışageldiği darbelerden farklı olan 28 Şubat, İslam düşmanı bütün kesimlerin seferber edildiği, icrasında sivillerin etkin rol oynadığı bir darbeydi. Bu süreçte dönemin cumhurbaşkanının, muhalefetin, sendikaların, üniversite yönetimlerinin, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle İslami kesime yönelik adeta bir cadı avı başlatıldı. Haber etiğini ayakları altına alan kartel medyası da ajitasyon ve manipülasyonlarla darbenin önemli bir ayağını oluşturdu.
Bu karanlık dönemde milyonlarca kişi fişlendi. Başörtülü kız öğrenciler okullarından uzaklaştırıldı. Binlerce memur, dindar oldukları için işlerinden atıldı. Tüm kamusal alanda dindarlara yönelik baskı ve zulüm uygulandı. Cunta tarafından oluşturulan Batı Çalışma Grubu (BÇG), tüm kurum ve kuruluşları denetleyerek dindar insanları buralardan uzaklaştırdı.
28 Şubat döneminde Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir'in imzasıyla ordudan ihraç edilen Emekli Albay Arif Çelenk, o gün yaşananları İLKHA muhabirine anlattı.
"28 Şubat, dindarlığın teröristten daha tehlikeli olduğunu bu topluma dayatmaktı"
Bu yıl 28 Şubat'ın 28'inci yıldönümü olduğunu belirten Çelenk, "Her geçen gün 28 Şubat'ın ne kadar daha büyük tehlike olduğunu ve bu millet için ne kadar büyük bir deprem etkisi oluşturduğunu görüyoruz. 28 Şubat'ta dindarlığın teröristten daha tehlikeli ve kötü olduğunu bu topluma dayatmak ve aktarmak için yapılan bir çalışmadır. 28 Şubat, inançlı kesimin bastırılarak BÇG denilen dış güçlere bağlı mihrakların etkisiyle, sermayesiyle, medyasıyla, üniversiteleriyle, cumhuriyet yürüyüşleriyle ve yargısıyla bu milleti topyekûn söndürüp dış güçlerin bu ülkeye hakim kılma senaryosudur." dedi.
"Öğrencilerime 'oruç tutmayın' demediğim için hapishaneye attılar"
İlahiyatçı bir subay olarak TSK'ya alındığını kaydeden Çelenk, "Askeri okullarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi vermek üzere bu amaçla alınan bir kişiydim. İlahiyatçı olduğum için dini anlatan ve müfredattaki konuları işleyen bir kimlikte olmama rağmen öğrencilerime 'oruç tutmayın' demediğim için hapishanelerde yattığımın bir gereğidir 28 Şubat." ifadelerini kullandı.
"Cuntacılar, Müslümanlar üzerinden prim yaparak terfi etme harekâtı yaptılar"
28 Şubat'ta okullarda öğrenci üzerinden etkili oluyoruz diyerek kıtalara sürgün edildiğini vurgulayan Çelenk, "Kıtalara sürgün edilince bir ilahiyatçı olarak kışlanın içerisinde cuma namazına gittiğimiz için askeri mahkemelere verilmenin bir gereğidir 28 Şubat. Balıkesir'den Çanakkale'ye sürgün ederek daha çok ceza alabilmek ve gözdağı vererek 'ben bütün irticacıları askeri mahkemeye gönderiyorum' diyerek bizim üzerimizden prim yaparak terfi etme harekâtı yaptılar. Dindarlığın terörden daha tehlikeli olduğu muamelesi bizzat ilahiyatçı subay olarak yaşamış bir kişiyim." şeklinde konuştu.
"28 Şubat, FETÖ ve cuntacıların ortak operasyonun bir gereğiydi"
28 Şubat dış güçlerin dayatmasıyla bu ülkedeki manevi değerlere bağlı insanların bir tasfiye hareketi olduğunu kaydeden Çelenk, "Elhamdülillah başarılmadı. Esasında 28 Şubat, inancımızdan dolayı bizler atıldık. İki tehlike arasında bırakıldık. İbadeti gizli yapacaksın, imayla namaz kılacaksın ve FETÖ'nün yanına itileceksin. Bir diğeri de ya da bunların hiçbirini yapmayacaksın, din düşmanı olacaksın. Bu kez de cuntacıların yanına gideceksin. 28 Şubat, FETÖ ve cuntacıların ortak operasyonun bir gereğiydi." diye belirtti.
"28 Şubat bir tasfiye harekâtıydı"
İnancımızdan dolayı atıldığımız halde, 28 Şubat'ta koruma ve kollama altındaki FETÖ'cüler atılmadığını ifade eden Çelenk, "Onun için 28 Şubat bir tasfiye harekâtıydı. Bu tasfiye sadece inançlı kesimin boşaltılması değil, yerine cuntacı zihniyeti alınarak askerinin demografik yapısının değiştirilmesi ve millete daha büyük oluşturacak unsurların organize edilmesiyle mümkündü." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İslam takviminin son ayı olan Zilhicce’ye girilmesiyle birlikte, hem hac ibadetinin eda edildiği hem de faziletiyle ön plana çıkan mübarek on gün başladı.
Kurban Bayramına sayılı günler kala, kurban kesiminde olası faciaların önüne geçmek için Mardin Artuklu Üniversitesi Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Tahir Gökdemir, önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a kurbanlık getiren besiciler, hareketli geçen satışların ardından vatandaşlara, "kurbanınızı son güne bırakmayın" uyarısında bulundu.
Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ekrem Uysal, modern çağın en büyük problemlerinden biri olan tüketim çılgınlığına karşı İslam dininin ortaya koyduğu çevre bilinci, sade yaşam anlayışı ve israfı önleme ilkeleri üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.