Dicle Nehrinde balık çeşidi azalıyor
Dicle Nehrinde 25 yıldan beri balık tutarak geçimini sağlayan Diyarbakırlı balıkçı, Dicle Nehrinde balık çeşitlerinin azaldığını belirterek, ‘Önemli olan, balığın hangi mevsimde nerede olduğunu bilmektir’ dedi.
Dicle Nehrinde uzun yıllardan beri avladığı balıkları Mardinkapı'da satarak geçimini sağlayan 45 yaşındaki Diyarbakırlı balıkçı Veysi Bozyıl, Dicle Nehrindeki balık türleri hakkında bilgi verdi. Bozyıl, Dicle Nehrinde balık çeşidinin azaldığına dikkat çekerek, azalma sebebinin ise barajlar, kum ocakları ve İsrail sazanları olduğunu ileri sürdü.
Dicle Nehrinin balıklarının diğer balıklara göre çok daha lezzetli olduğunu söyleyen Veysi Bozyıl, Dicle'nin balıklarının lezzetinin balıklarının hareketli olması ve nehrin mineral açısından zengin olmasından kaynaklandığını ifade etti.
Dicle Nehrinde yaklaşık 20'ye yakın balık çeşidi olduğuna dikkat çeken Bozyıl, küresel ısınmanın, bilinçsiz avlanmanın, kum ocağı yapılarının ve barajların yapımının birçok balığın neslinin tükenmesine neden olduğunu savundu.
Göçmen balıklarının da Dicle Nehrinden geçtiğini ifade eden Bozyıl, bahar aylarında yağmur suyuyla nehrin bulanıklaştığını ve o dönemde göçmen balıklarına rastlamanın mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
‘İsrail sazanı, Dicle'deki balıkların neslini tüketiyor'
Dicle Nehrinde yaşayan balık çeşitlerine değinen Bozyıl, Karagöz isimli balığın Dicle'de yumurtlama yaptığını ve bu balığa sık rastlandığını belirtti.
Balığın yumurtlama döneminde büyük sulardan küçük ve sıcak sulara çekildiğini vurgulayan Bozyıl, "Tropikal olmayan balıklar da vardır. İsrail sazanı vardır. İsrail sazanı daha önce Dicle'de yoktu. İsrail sazanı balık nesillerini tüketiyor. Çünkü diğer balıkların yumurtalarını yediği için üremelerini engelliyor. İstilacı bir özelliği vardır." dedi.
‘önemli olan balığın hangi mevsimde nerede olduğunu bilmektir'
Balığı bulma konusunda önemli noktalara değinen Bozyıl, "Mevsimin şartları, suyun seviyesi, rüzgarın istikameti, havanın sıcaklığı veya soğukluğu, gece ya da gündüz, havanın bulutlu, yağışlı veyahut güneşli olması, ay ışığının olması, suyun rengi veya derinliği gibi etkenler balığı tetikler, etkiler ve yerinin değişmesine neden olur. Her mevsimde farklı bölgelerde görülür. önemli olan o mevsimde balığın nerede olduğunu bilmektir." ifadelerini kullandı.
Akarsu balıkçılığının çok zor olduğuna dikkat çeken Bozyıl, "Suyun seviyesi ve akış hızı, mevsime göre rüzgarın yönü, gece avlanacak ise ay ışığı, nehrin rengi veya havanın bulutlu olmasına göre balıkların yeri de değişiyor. Akarsuda balıkçılık yapabilmek için bunları bilmek gerekir." şeklinde konuştu. (M. Sıddık Bilge/Mustafa Kaynak – İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mardin Artuklu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Psikolog Kasım Elalmış, kısa video ve sürekli bir akış halinde olan sosyal medyaya bağlı kişilerde dikkat eksikliği gibi problemler yaşandığını; okula, sosyal ve bireysel hayata yansıyan olumsuz durumların meydana geldiğini vurguladı.
Bitlis Devlet Hastanesi’nde görev yapan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Çağhan Benli, ekibi ile ilk defa derin plan (deep plane) yüz germe ameliyatı yaptı.
Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi zayıflıyor, T hücrelerinin sayısı ve hastalıklara yanıt verme hızı azalıyor. Bu durum, yaşlı bireyleri enfeksiyonlara ve kansere karşı daha savunmasız hale getiriyor. ABD’de Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Broad Institute araştırmacıları, bu gerilemeyi telafi edebilecek yeni ve deneysel bir yöntem geliştirdiğini belirtti.
Hava kirliliği, özellikle ince partikül madde olarak bilinen PM2.5, astım ve akciğer kanseri başta olmak üzere birçok ciddi solunum yolu hastalığına yol açarak insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Avustralya’da yapılan yeni bir araştırma ise yaygın bir antioksidan olan vitamin C’nin, bu zararlı partiküllerin akciğerler üzerindeki toksik etkilerine karşı koruyucu olabileceğini ortaya koydu.