Hipertansiyonu olan bireylerin felç riski 7 kat fazla

Yaz mevsiminin tam anlamıyla hissettiğimiz bugünlerde uzmanlar, sıcaklarda kalbin daha çok kan pompalamasından kaynaklı, hipertansiyonu olan bireylerin dikkatli olmaları yönünde uyarıyor.
Normal bireylere göre felç geçirme riski 7 kat fazla olan hipertansiyonu olan bireylerin kontrol altında olmaları gerekiyor. Aksi takdirde ise kalp krizi, inme (felç), kalp, böbrek yetmezliği, görme bozuklukları ve aort damarında genişleme, yırtılma gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir.
Kan dolaşımının sağlanması için basınç gereklidir bu basıncın fazla olması halinde ise kronik bir rahatsızlık olan hipertansiyon yani yüksek tansiyon ortaya çıkıyor. Bu sorunu yaşayan kişilerin çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü yapılan araştırmalara göre ülkede her 3 kişiden 1’i bu sorunu yaşıyor.
Genetik olabileceği gibi stres, sigara alkol kullanımı ve obezite gibi nedenlerden dolayı da ortaya çıkabilen bu rahatsızlığı ciddiye almak büyük önem taşıyor.
Fazla kilo tansiyon hastası yapıyor
Kilolu insanların yüzde 60’ından fazlasında yüksek tansiyon sorunu olduğunu dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülşah Bozkurt, "Fazla kilolu insanlarda normal insanlara göre daha fazla görüldüğü için beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Tuz, şeker, un 3’lüsünden mümkün olduğunca uzak kalmalıyız. Aynı zamanda ambalajlı ürünleri de kullanmamalıyız. Ağırlıkta yüzde 10’luk artış, sempatik sinirler aracılığıyla damarlarda vazkonstriktüv etki ile basıncı arttır ve tansiyonu yükseltir. Bu yüzden ideal BKİ değerlerinde olmak, hipertansiyonu düşürme konusunda önemli bir etkendir. Her gün fazladan 1 porsiyon sebze-meyve tüketimi ile bireyler, sodyum ve tuzdan uzak kalıp, potasyumu arttırmaları, kan basıncını ve tansiyonu düşürür, beyin kanaması riskini azaltır. Yemeklerde tuz yerine, potasyumdan zengin; maydanoz, nane, kekik, dereotu, limon suyu, soğan ve sarımsak ile lezzet verme tercih edilmelidir. Kafein açısından zengin çay, kahve ve alkol tüketimi, hipertansiyonlu bireyleri oldukça etkileyebilmektedir. Toplumda yüzde 5 oranında alkole bağlı hipertansiyon görülmektedir. Düşük yağlı diyet kan basıncını düşürür. Yemeklere katılan yağlar ve kullanılan yağ çeşitleri çok önemlidir. Doymuş yağlar ve katı yağlar tüketilmemeli, genelde bitkisel yağlar tercih edilmelidir. Ayrıca sıcak havalarda bol bol sıvı tüketmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Tansiyon kontrolü için egzersiz
Fakat sadece beslenme konusuna dikkat edilmesinin yeterli olmadığını dile getiren Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
"Evet beslenme önemli bir noktayı oluşturuyor fakat düzenli ilaç kullanımına da dikkat etmek gerekiyor. Aynı zamanda Steroidler, doğum kontrol hapları, antidepresanlar ve bazı soğuk algınlığı ilaçlarını kullanırken mutlaka tansiyona dikkat edilmelidir. Hipertansiyonun tedavisi olarak verilen ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. Tansiyon takibi yapılmalı, kullanılan ilacın dozunu; bireyin kendisi azaltıp, kendisi artırmamalıdır. Sonuç olarak, hipertansiyonu olan bireylerin; uzun vadede kalp hastalıkları ve diyabet gibi diğer yancı kronik hastalıkları olmaması için, ilaç tedavilerini düzenli ilerletmeli ve diyetlerine dikkat etmelilerdir.Aynı zamanda kan basıncının kontrolü için egzersizler büyük önem taşıyor.Haftanın belirli günleri uzmanlar kişilerin yönlendirmeleri ile yapılacak fiziksel aktivite programları da önemli bir destekleyici role sahip." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Diyetisyen Zehra Göktaş Asrak, yaz aylarında artan sıvı ve mineral kaybının yalnızca su içerek giderilemeyeceğini belirterek, beslenme düzeninin fermente süt ürünleriyle desteklenmesi gerektiğini vurguladı; ayrıca, yaz mevsimini sağlıklı geçirmek için öğün atlamadan, hafif, düşük tuzlu ve lif oranı yüksek gıdalarla beslenmenin önemine dikkat çekti.
Diş Hekimi Murat İnce, toplumda yaygın olarak yapılan bazı hataların diş sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturduğunu belirtti.
Tıbbi olarak pek çok enfeksiyona karşı etkisi olan sünnetin, yenidoğan döneminde yapılması birçok avantaj sağıyor.
Sosyal medyanın sosyal fobiyi desteklediğini de anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Ellerinden düşmeyen tabletler, onların sosyal becerilerinin gelişmesini engelleyerek kaçıngan bir kişilik yapısına yol açıyor. Belki sosyal fobik gibi görünmüyorlar ama tembelleşiyorlar, yetenekleri köreliyor." dedi.