Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesine bağlı Yolboyu Pirinçlik Mahallesi’nde iptal edilen okul servisleri nedeniyle yüzlerce öğrenci her gün kilometrelerce yolu yürümek zorunda kalıyor. Veliler, çocuklarının yorgun düştüğünü ve trafik tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, servislerin yeniden başlatılmasını istedi.

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesine bağlı Yolboyu Pirinçlik Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, iptal edilen okul servisleri nedeniyle öğrencilerin büyük zorluk yaşadığını belirtti. Yaklaşık 300 öğrencinin her gün kilometrelerce mesafeyi yürüyerek okula gitmek zorunda kaldığını söyleyen veliler, çocuklarının okula gidiş gelişlerinden dolayı yorgun düştüğünü ve trafik tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

İptal edilen öğrenci servislerinin yeniden devreye sokulmasını isteyen veliler, "Belediyenin tahsis ettiği otobüsler yetersiz. 50 kişilik araca 150 öğrenci bindiriliyor. Çocuklarımızın can güvenliği yok. Köpek saldırıları ve kış şartları da cabası. Bu mağduriyet derhal giderilmeli." diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

İlhan Küçüker

"50 kişilik otobüse 150’den fazla çocuk biniyor"

Çocukların psikolojisinin, mevcut koşullar nedeniyle olumsuz etkilendiği dile getiren İlhan Küçüker, "150 haneli mahallemizde yol, su ve kanalizasyon imkânları çok kötü. Yaklaşık 300 öğrencimiz var. Biz devletten kendimiz için bir şey istemiyoruz; çocuklarımız için sadece okul istiyoruz. Çocuklarımızın okuduğu okullarda temizlik ve eğitim yok denecek kadar az. Okullarımız evlerimizden çok uzakta. Yaklaşık 5 yıldır Millî Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen okul servisleri iptal edildi. Okul evimizden çok uzakta. Köpeklerden dolayı çocuklarımız korka korka okula gidiyor. İleriki zamanlarda kış ve karanlık bastığında çocuklarımız nasıl gitsinler okula? Çocuklarımız anaokuluna ve ilkokula gidiyor; yolda birileri kaçırırsa ne yapacağız? Belediyenin göndermiş olduğu otobüslerdeyse çocuklar kendilerini dışarı sarkıyor. Bugün otobüs bir çocuğa çarptı ve belediye şoförü anahtarı bırakıp kaçtı. 50 öğrencinin bineceği otobüse 150 öğrenci sıkışarak biniyor. Çocuklarımız için hepimiz kaymakamlığın önünde toplandık. Belediye otobüsüyle çocuklarımızı okula göndermek istemiyoruz, çünkü can güvenlikleri yok. İlk önce çocukların okuduğu okulun idaresine başvurup mağduriyetimizi dile getirdik. Okul bize bir çözüm üretemedi. Sonra muhtara söyledik, oradan da il millî eğitime başvurduk. Diyarbakır İl Millî Eğitim Müdürlüğü bize, okula geldiklerini ve komisyonla beraber ölçüm aldıklarını, oraya belediyenin hizmet yapması gerektiğini söylediler. Yetkililer bu mağduriyetimizi derhal gidersin. Aileler çocuklarını bu şartlarda okula gönderemiyor. Bu çocuklar okula gidemedikleri için psikolojileri bozulmuş durumda. Kaymakamlıkla görüştük, bizi millî eğitime yönlendirdi." dedi.

Zeynep Salma

"İki haftadır çocuklarımı okula gönderemiyorum"

Mahalle sakinlerinden Zeynep Salma da ekonomik yetersizliklerden dolayı zor durumda olduklarını belirterek, "Kızım 4 kilometreyi yürüyerek geldi, ayakları yara oldu." sözleriyle yaşanan mağduriyeti dile getirdi.

Çocuklarını haftalardır okula gönderemediğini söyleyen Salma "Eskiden çocuklarımız için öğrenci servisi vardı, şu an iptal etmişler. 2 çocuğum var ve 2 haftadır okullar açılmasına rağmen onları gönderemiyorum. Bu sabah gönderdim ama aklım hâlâ onlarda. Biz okul servislerimizi geri istiyoruz. Sabah çocuklarımı okula göndermek için durağa götürdüm; durak bizden 2 kilometre uzaklıkta. Otobüs günde 2 tur yaparak öğrencileri okula götürüyor. Kızım dün 4 kilometre yolu yaya gelmişti, her iki ayağında da yaralar oluşmuştu. Benim çocuğum otobüsün penceresinden düşerse ya da kapıdan düşüp tekerleğin altına kalırsa bunun hesabını kim verecek? Millî eğitime gittik, 'Bizden çıktı, artık belediye ilgilensin.' diyorlar. Belediye de bize geçici olarak otobüs tahsis ettiklerini söylüyor. Çocuklarım okula her gün yürüyerek gidip geliyor." ifadelerini kulandı.

Melis Atman

"Çocuklarımız her gün okuldan savaş alanından dönmüş gibi geliyor"

Çocuklarına servis tutabilecek imkânlarının olmadığını dile getiren Melis Atman, kaymakamlığa gidip durumu anlattıklarını ancak "Yapacak bir şey yok." yanıtını aldıklarını ifade etti.

Atman, "Sabah gelip derdimizi anlattık kaymakamlığa, bize 'Yapacak bir şey yok.' dediler. 'Biz çocuklarımıza öğrenci servisi tutabiliyorsak siz de tutun.' dediler. Benim 3 tane öğrencim var; her biri için 4 bin lira servis parası nasıl vereyim? Terziden kazandığım parayla 3 öğrenciye nasıl okul servisi tutabilirim? Bizim maddi durumumuzu kendi imkânlarıyla aynı seviyeye koyuyorlar. Siz bir devlet memurusunuz, geliriniz yüksek; ben ise 20 bin TL maaş alıyorum. Burası artık mahalle diyorlar, peki madem mahalleyiz yolumuz, suyumuz neden yok; kanalizasyonumuz neden yok? Yolumuz o kadar kötü ki çocuklarımız okuldan gelince sanki savaştan geliyor gibi. Okul ile evimizin arası 4 kilometre. Geçen toplantıya gittim, saat 14.00’te evden çıktım, 18.00’de eve anca dönebildim. Ben bir yetişkin olarak eve geldiğimde ayaklarımı hissedemiyordum; çocuklar nasıl gidip gelsin?" şeklinde konuştu.

Şükrü Demirel

"5 çocuğuma servis tutacak gücüm yok"

Aylık 8 bin TL kira ödemesi ve diğer giderlerle birlikte servis masraflarını karşılamanın imkânsız olduğunu söyleyen Şükrü Demirel, çocuklarının harçlık, kıyafet ve kırtasiye ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını dile getirdi.

Demirel, "Kime gidiyorsak bizi diğerine yönlendiriyor. En son kaymakamlıkta müdür bize, 'Ben çocuğuma okul servisi tutmuşum, siz de tutacaksınız; buna mecbursunuz.' dedi. Benim 5 çocuğum okula gidiyor; her birine ayrı ayrı nasıl servis tutabilirim? Biz mağduruz, derdimizi anlayan yok. Çocuklarımızdan biri arabanın altında kalsa bunun hesabını kim verecek? Aylık 8 bin TL zaten kira veriyorum; bu imkânlarla nasıl öğrenci servisi tutabilirim? Çocuklarımın harçlığını, okul kıyafetlerini, kırtasiye masraflarını daha almadım, nasıl alacağımı da bilmiyorum. 8 bin TL kira, elektrik, su faturaları derken şimdi de okul servisi masrafları nasıl olacak?" diye sordu.

Saime Yılmaz

"Öğrenciler, saat 14.00’te okuldan çıkıyor, ancak 16.00’da evlerine ulaşabiliyor"

Yetkililerin taleplerine kulak tıkadığını belirten Saime Yılmaz ise, şöyle konuştu:

 "Çocuklarımız ve bizler büyük mağduriyet yaşıyoruz. Yetkililere başvurmamıza rağmen sesimizi duyan olmadı. Bize ‘Biz çocuklarımızı nasıl gönderiyorsak siz de öyle gönderin.’ diyorlar. Onların imkânları var, peki biz hangi imkânlarla çocuklarımıza servis tutalım? Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum: Lütfen sesimizi duyun! Gelin mahallemizi gezin, evlerimizi görün ve imkânsızlıklarımızı gözlemleyin. Bütün kapılar yüzümüze kapatıldı. Biz kendi imkânlarımızla, 2 saat boyunca çocuklarımızı yaya olarak okula götürmek zorunda kalıyoruz. Saat 14.00’te okuldan çıkan çocuklarımız ancak 16.00’da eve varabiliyor." (İLKHA)